sevgisiz

listen to the pronunciation of sevgisiz
Türkçe - İngilizce
unloving
loveless
as cold as charity
Sevgi
(isim) Love

Maternal love is the greatest thing. - Anne sevgisi en muhteşem şeydir.

The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them. - Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.

sevgisiz bir biçimde
lovelessly
sevgisiz bir şekilde
lovelessly
sevgi
affection

Tom didn't know how to accept Mary's love and affection. - Tom Mary'nin aşkını ve sevgisini nasıl kabul edeceğini bilmiyordu.

He sent me an affectionate letter. - Bana sevgi dolu bir mektup gönderdi.

sevgi
attachment

I feel a strong attachment to this house. - Bu eve güçlü bir sevgi bağı hissediyorum.

sevgi
{i} woo
sevgi
spot
sevgi
dilection
sevgi
favor
sevgi
fondness
sevgi
affinity
sevgi
dearness
sevgi
sympathy

You often find that sympathy turns into love. - Sempatinin sevgiye dönüştüğüne sık sık rastlarsınız.

sevgi
agape
sevgi
{i} compassion
sevgi
endearment

In Russian, the words for caress, endearment and least weasel are homonymous and possibly related etymologically. - Rusçada okşamak, sevgi ile bayağı gelincik sözcükleri eşsesli ve muhtemelen etimolojik olarak ilişkilidirler.

sevgi
predilection
sevgi
affections

Kisses, hugs, affections... it was all fake. - Öpücükler, sarılmalar, sevgiler ... hepsi sahteydi.

The world needs more affections. - Dünyanın daha fazla sevgiye ihtiyacı var.

sevgi
sympathies
sevgi
ın love
sevgi
love all
sevgi
piety
sevgi
love, affection
sevgi
{i} liking
Türkçe - Türkçe
Sevgisi olmayan
Sevgi
muhabbet
sevgi
İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu: "Sevgi ve dostluk şu dünyada o kadar az bulunan şeyler ki."- H. Taner
sevgi
İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu
sevgisiz