I married my high school sweetheart.
- Lise sevgilimle evlendim.
I call my sweetheart darling.
- Ben canım sevgilimi ararım.
Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
- Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
Are you sleepy, honey?
- Uykulu musun, sevgilim?
My sweet darling, I miss you so much.
- Benim tatlı sevgilim, seni o kadar çok özledim ki.
Do you want some breakfast, darling?
- Biraz kahvaltı ister misin, sevgilim?
I call my sweetheart darling.
- Ben canım sevgilimi ararım.
Are you tired, darling?
- Yorgun musun, sevgilim?
His wife died leaving behind their two beloved children.
- Karısı iki sevgili çocuğunu arkasında bırakarak öldü.
He lost his most beloved son.
- En sevgili oğlunu kaybetti.
My dear, maybe you are hiding something from me!
- Sevgilim, belki benden bir şey saklıyorsun.
My dear little cat disappeared a week ago.
- Sevgili küçük kedim bir hafta önce kayboldu.
My lover doesn't love me.
- Sevgilim beni sevmiyor.
Mary didn't have the money to buy Tom anything for Valentine's Day, so she just told him I love you!
- Mary'nin sevgililer günü için Tom'a bir şey almaya parası yoktu bu yüzden ona sadece seni seviyorum! dedi.
Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary.
- Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.
I call my sweetheart darling.
- Ben canım sevgilimi ararım.
Tom is not a very good lover.
- Tom çok iyi bir sevgili değil.
I can think of him as a very good friend, but I can't think of him as a lover.
- Onu çok iyi bir arkadaş olarak düşünebilirim fakat onu bir sevgili olarak düşünemem.
His girlfriend was there, too.
- Sevgilisi de oradaydı.
Priscilla Chan is the girlfriend of Mark Zuckerberg.
- Priscilla Chan, Mark Zuckerberg'in sevgilisidir.
Wish all my friends and loved one Happy New Year.
- Bütün arkadaşlarıma ve sevgilime Mutlu Yıllar diliyorum.
You're the teacher's pet.
- Sen öğretmenin sevgilisisin.
And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.
- Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.
She's got a Turkish boyfriend.
- Onun Türk bir sevgilisi var.
I'm angry with my boyfriend for forgetting about Valentine's Day.
- Sevgililer Gününü unuttuğu için erkek arkadaşıma kızgınım.
My significant other works at a language school and loves it very much.
- Benim sevgilim bir dil okulunda çalışıyor ve onu çok seviyor.
I call my sweetheart darling.
- Ben canım sevgilimi ararım.
We were high school sweethearts.
- Biz lise sevgilileriydik.
I am not a Polish detective, dear lady. I am an international detective.
- Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.
His girlfriend was there, too.
- Sevgilisi de oradaydı.
To tell the truth, she is my girlfriend.
- Gerçeği anlatmak gerekirse o benim sevgilim.
Tom and Mary are talking about what they'll do on Valentine's Day.
- Tom ve Mary Sevgililer Günü'nde ne yapacakları hakkında konuşuyor.
I wish it was Valentine's Day!
- Keşke sevgililer günü olsa!
Translations are like lovers- the beautiful ones are never faithful, and the faithful ones are never beautiful.
- Çeviriler sevgililer gibidir.Güzel olanlar sadık değildir ve sadık olanlar güzel değildir.
They are our dearest friends.
- Onlar bizim en sevgili arkadaşlarımız.