sevgilim

listen to the pronunciation of sevgilim
Türkçe - İngilizce
sweetheart

I call my sweetheart darling. - Ben canım sevgilimi ararım.

I married my high school sweetheart. - Lise sevgilimle evlendim.

honey

Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day? - Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?

Are you sleepy, honey? - Uykulu musun, sevgilim?

darling

Are you tired, darling? - Yorgun musun, sevgilim?

Do you want some breakfast, darling? - Biraz kahvaltı ister misin, sevgilim?

dearling
darling, honey
sweety
my precious
my sweetheart
sweetie
sevgili
darling

What are you doing, darling? - Ne yapıyorsun, sevgilim?

Are you tired, darling? - Yorgun musun, sevgilim?

sevgili
{i} beloved

Happy birthday, my beloved friend. - Doğum günün kutlu olsun, sevgili arkadaşım.

His wife died leaving behind their two beloved children. - Karısı iki sevgili çocuğunu arkasında bırakarak öldü.

sevgili
{i} dear

She ran for dear life. - O sevgili hayatı için koştu.

My dear little cat disappeared a week ago. - Sevgili küçük kedim bir hafta önce kayboldu.

seni seviyorum sevgilim
i love you my darling
sevgili
{i} love

The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them. - Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.

I love you, dear sister. - Sevgili kız kardeşim, seni seviyorum.

sevgili
sweetheart

I call my sweetheart darling. - Ben canım sevgilimi ararım.

Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary. - Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.

sevgili
sweety
sevgili
lover

I can think of him as a very good friend, but I can't think of him as a lover. - Onu çok iyi bir arkadaş olarak düşünebilirim fakat onu bir sevgili olarak düşünemem.

My lover doesn't love me. - Sevgilim beni sevmiyor.

sevgili
girlfriend

To tell the truth, she is my girlfriend. - Gerçeği anlatmak gerekirse o benim sevgilim.

His girlfriend was there, too. - Sevgilisi de oradaydı.

sevgili
{i} deary
sevgili
{s} loved

Wish all my friends and loved one Happy New Year. - Bütün arkadaşlarıma ve sevgilime Mutlu Yıllar diliyorum.

sevgili
precious
sevgili
pet

You're the teacher's pet. - Sen öğretmenin sevgilisisin.

sevgili
lovely

And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way. - Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.

sevgili
boyfriend

Her boyfriend is in trouble with the law. - Sevgilisinin yasa ile başı dertte.

She's got a Turkish boyfriend. - Onun Türk bir sevgilisi var.

sevgili
significant other

My significant other works at a language school and loves it very much. - Benim sevgilim bir dil okulunda çalışıyor ve onu çok seviyor.

sevgili
truelove
sevgili
lass
sevgili
sweetie
sevgili
sweet

Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary. - Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.

I call my sweetheart darling. - Ben canım sevgilimi ararım.

sevgili
queen
sevgili
lady

I am not a Polish detective, dear lady. I am an international detective. - Sevgili bayan, ben Polonyalı bir dedektif değilim. Ben uluslararası bir dedektifim.

sevgili
(Argo) mellow
sevgili
cuddly
sevgili
dulcinea
sevgili
well-beloved
sevgili
pigsney
sevgili
girl

His girlfriend was there, too. - Sevgilisi de oradaydı.

I'm going to meet my brother's girlfriend tonight. - Bu gece kardeşimin sevgilisiyle buluşacağım.

sevgili
steady
sevgili
valentine

It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day. - Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.

Tom asked Mary if she was free on Valentine's Day. - Tom Mary'ye Sevgililer Günü'nde boş olup olmadığını sordu.

sevgili
ladylove
sevgili
ducky
sevgili
dearling
sevgili
my beloved
sevgili
girlfriends
eski sevgilim
an old flame of mine
sevgili
well beloved
sevgili
doxy
sevgili
beau

Translations are like lovers- the beautiful ones are never faithful, and the faithful ones are never beautiful. - Çeviriler sevgililer gibidir.Güzel olanlar sadık değildir ve sadık olanlar güzel değildir.

sevgili
inamorato
sevgili
favorite
sevgili
paramour
sevgili
fancy man
sevgili
Dear ..., (used as the salutation of a friendly letter)
sevgili
duckie
sevgili
duck
sevgili
fellow
sevgili
Jill
sevgili
gill
sevgili
(one's) beloved, sweetheart
sevgili
beloved, dear, darling
sevgili
feller
sevgili
lover, darling, sweetheart, love; girlfriend, girl; boyfriend; dear, beloved
sevgili
favourite [Brit.]
sevgili
dearie
sevgili
dove
sevgili
inamorata
sevgili
flame
sevgili
concubine
sevgili
gallant
sevgili
true love
sevgili
favourite
sevgili
dearest

They are our dearest friends. - Onlar bizim en sevgili arkadaşlarımız.

sevgili
moll
sevgili
leman
Türkçe - Türkçe
sevdiceğim
Sevgili
emre
Sevgili
yavuklu
Sevgili
manita
Sevgili
efuli
Sevgili
mühür gözlü
Sevgili
canan
Sevgili
can gözdesi
Sevgili
dava
Sevgili
servi boylu
sevgili
Sevgi ve bağlılık duyulan: "Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol / Ey hak, yaşa; ey sevgili millet, yaşa var ol."- T. Fikret
sevgili
Sevgi ve bağlılık duyulan
sevgili
Sevilen ve âşık olunan kimse, dost, yâr
sevgilim