Bu bana pek çok kez oldu.
- That's happened to me many times.
O pek çok kez Avrupa'da bulundu.
- He has been to Europe many times.
Onu pek çok defa uyardım ama o, konuşmayı kesmeyecek.
- I warned him many times, but he won't stop talking.
İyi bir yazar metnini pek çok defa yeniden şekillendirip geliştirebilir.
- A good writer can reshape and improve his text many times.
Birçok kereler derse geç geldiği için öğretmeni onu müdürün odasına gönderdi.
- His teacher sent him to the principal's office for being tardy too many times.
Birçok kere İtalya'da bulundum.
- I've been to Italy many times.
Biz birçok kez Tokyo'da bulunduk.
- We have been to Tokyo many times.
Tom'u TV'de birçok kez gördüm.
- I've seen Tom on TV many times.