Gidişinden beni haberdar etti.
- She informed me of her departure.
Polis kazadan bizi haberdar etti.
- The police informed us of the accident.
Biz seni bilgili tutacağız.
- We'll keep you informed.
Tom her zaman beni bilgili tuttu.
- Tom has always kept me informed.
O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
- She informed him of her arrival.
O, plandaki değişiklikler hakkında beni bilgilendirdi.
- He informed me about the changes in the plan.
Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.
- Our music teacher advised me to visit Vienna.
Erken bir başlangıcı tavsiye etti.
- He advised an early start.
Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.
- Our music teacher advised me to visit Vienna.
Erken bir başlangıcı tavsiye etti.
- He advised an early start.