seslenmek

listen to the pronunciation of seslenmek
Türkçe - İngilizce
call out to
shout to
call
speak to
call on
call out
address
to call out; to address, to speak to hitap etmek
to call out to (somebody)
shout
holler
call to
yell
to say something to, speak to, address
cry
appeal
hail
intonate
seslenme
{i} call

King, stop calling me your boy. I'm thirty-two, for God's sake! - Kral, bana çocuğun olarak seslenmeyi kes. Tanrı aşkına ben otuz iki yaşındayım!

Nobody calls me that. - Kimse bana böyle seslenmez.

seslenme
{i} yelling
seslenme
hail
seslenme
(Dilbilim) address
seslen
holler

Tom hollered at Mary. - Tom Mary'ye seslendi.

seslenme
{i} cry
Seslenme
(Tıp) phonation
adını seslenmek
preconize
radyodan seslenmek
go on the air
radyodan seslenmek
be on the air
seslenme
calling

King, stop calling me your boy. I'm thirty-two, for God's sake! - Kral, bana çocuğun olarak seslenmeyi kes. Tanrı aşkına ben otuz iki yaşındayım!

seslenme
calling out to (someone)
seslenme
saying something to (someone)
seslenme
yell
seslenme
shouting
Türkçe - Türkçe
Bir şey söylemek için sesini çıkarmak veya cevap vermek: "Kendisini kurtarmaları için ev sahiplerine seslenecek, işaret edecek oldu."- M. Ş. Esendal
Uzaktan bağırarak, çağırmak, ünlemek
Uzaktan bağırarak çağırmak, ünlemek: "Birkaç adım yürüdü, seslendi.- Yusuf Bey, Yusuf Bey."- S. Kocagöz
Bir şey söylemek için sesini çıkarmak veya cevap vermek
Sözü birine veya birilerine yöneltmek, birine karşı söylemek, hitap etmek
ses etmek
seslenme
Seslenmek işi
seslenme
Sözü birine veya birilerine yöneltme, hitap
seslenmek