sersem sersem

listen to the pronunciation of sersem sersem
Türkçe - İngilizce
dreamily
muzzily
giddily
sersem sersem dolaşmak
fart around
sersem sersem yürümek
falter
sersem
oaf
sersem
stupid
sersem etmek
bewilder
sersem
(Argo) nut
sersem
besotted
sersem
(Argo) crank
sersem
stunned

Tom was too stunned to respond. - Tom cevap veremeyecek kadar çok sersemlemişti.

Everyone in the room was stunned by what happened. - Odadaki herkes ne meydana geldiğiyle ilgili sersemledi.

sersem
(Argo) lunatic
sersem
groggy

Tom was groggy with sleep. - Tom uyku ile sersemlemişti.

You look a little groggy. - Biraz uyku sersemi görünüyorsun.

sersem
(deyim) out to lunch
sersem
(Argo) cuckoo
sersem
addle-headed
sersem
addle-brained
sersem
(Argo) featherbrain
sersem
(Argo) screwball
sersem bir hal
daze
sersem etmek
daze
sersem etmek
go to one's head
sersem gibi
dopy
sersem gibi
dopey
haza sersem
an out-and-out idiot
ne kadar sersem
What a fool
sersem
dozy
sersem
nincompoop
sersem
giddy

I am as light as a feather, I am as happy as an angel, I am as merry as a school-boy. I am as giddy as a drunken man. A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world. - Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.

sersem
light-headed

Tom felt a little light-headed. - Tom biraz sersemlemiş hissetti.

sersem
dull
sersem
dizzy

Tom felt a little dizzy. - Tom küçük bir sersemlik hissetti.

I'm starting to feel very dizzy. - Çok sersemlemiş hissetmeye başlıyorum.

sersem
foggy
sersem
happy

I am as light as a feather, I am as happy as an angel, I am as merry as a school-boy. I am as giddy as a drunken man. A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world. - Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.

sersem
slob
sersem
scatterbrained
sersem
muddleheaded, addlepated
sersem
scatterbrain

Oh no! I left my umbrella on the train. You are a scatterbrain! - Olamaz! Şemsiyemi trende unuttum. Ne sersem şeysin!

I've never seen such a scatterbrain. - Hiç böyle bir sersem görmedim.

sersem
oafish
sersem
clod
sersem
gunsel
sersem
foolish
sersem
stupefied, dazed, stunned, bewildered; confused, muddled; stupid, dozy
sersem
addle headed
sersem
sheepish
sersem
muddleheaded
sersem
muzzy
sersem
dope
sersem
confused, muddled, addled, bumfuzzled
sersem
woozy

I'm just a little woozy. - Ben sadece bir küçük sersemim.

Tom was feeling woozy. - Tom sersem hissediyordu.

sersem
nitwit
sersem
dullard
sersem
stupefied, dazed
sersem
opaque
sersem
addle-pated
sersem
addle brained
sersem
silly
sersem
scatty [sl.]
sersem
ninny
sersem bir biçimde
muddledly
sersem etmek
to bewilder, to daze
sersem etmek/e çevirmek
1. to stupefy, daze. 2. to get (someone) confused, addle
sersem genç veya çocuk
calf
sersem gibi
dopey, dopy
sersem gibi olmak
be giddy
sersem gibi olmak
feel giddy
sersem sepelek
in a daze
sersem sepelek
dazed; in a daze
sersem sepelek/sepet
1. in a daze, dazedly. 2. dazed
sersem sersem