serbest bırakılan

listen to the pronunciation of serbest bırakılan
Türkçe - İngilizce
(Bilgisayar) releases
Permits the publication of or disseminates
A release is a discharge of a toxic chemical to the environment This includes releases to the air, either as a stack or fugitive emission, discharges to bodies of water such as streams or lakes, or discharges to the ground or underground
software, plural of release
third-person singular of release
An instrument which fully releases a previous incumbrance on real or personal property
serbest bırak
{f} free

Lincoln agreed that all slaves should be freed. - Lincoln bütün kölelerin serbest bırakılmasını kabul etti.

The prisoners were set free. - Mahkumlar serbest bırakıldı.

serbest bırak
liberate
serbest bırak
emancipate
serbest bırak
{f} released

Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released. - Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.

They released the prisoner. - Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.

serbest bırak
set free

The prisoners were set free. - Mahkumlar serbest bırakıldı.

The prisoner was set free yesterday. - Tutuklu dün serbest bırakıldı.

serbest bırak
deallocate
serbest bırak
{f} release

They released the prisoner. - Onlar mahkûmu serbest bıraktılar.

Don't release that dog. - O köpeği serbest bırakmayın.

serbest bırak
let go

Tom refused to let go. - Tom serbest bırakmayı reddetti.

serbest bırak
{f} liberated
serbest bırak
{f} emancipated
serbest bırak
make free
serbest bırak
setfree
serbest bırakılan