Onun yaşadığını doğrulamak olanaksızdır.
- There is no way to confirm that he is alive.
Rezervasyonlarımızı doğrulamak istiyoruz.
- We'd like to confirm our reservations.
Bunu onaylamak için arayacağım.
- I will call in order to confirm it.
30'u için rezervasyonumu onaylamak istiyorum.
- I'd like to confirm my reservation for the 30th.
Onun işe alındığını doğrulayabilir misin?
- Can you confirm that he was hired?
Deney teorisini doğruladı.
- The experiment confirmed his theory.
Uçak rezervasyonumu onaylayacağım.
- I will confirm my plane reservation.
Bir rezervasyonum var, benim adım Kaori Yoshikawa. İşte benim onay kartım.
- I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here's my confirmation card.