sensitive; perceptive in a high degree; ready; as, a quick ear

listen to the pronunciation of sensitive; perceptive in a high degree; ready; as, a quick ear
İngilizce - Türkçe

sensitive; perceptive in a high degree; ready; as, a quick ear teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

quick
hızlı

Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun. - This survey is too long to finish quickly.

Hızlı bir kahvaltı yaptım. - I had a quick breakfast.

quick
{s} çabuk

Bakım onu çabuk yaşlandırdı. - Care aged him quickly.

Onu elimden geldiği kadar çabuk bitireceğim. - I'll finish it as quickly as I can.

quick
(Gıda) çabuk anlayan
quick
çevik
quick
anlayışlı
quick
çabuk parlayan
quick
süratle
quick
çabucak

Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir. - Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.

Zaman çabucak geçiyor. - Time passes by quickly.

quick
ateşli
quick
çabuk kavrayan
quick
(Tıp) Özellikle tırnaklar altındaki hassas et
quick
{s} kıvrak

Tom kıvrak zekalı, değil mi? - Tom is quick-witted, isn't he?

O kıvrak zekalı bir adam. - He is a quick-witted man.

quick
{s} alevli (ateş)
quick
{s} çabuk, hızlı: as quick as I can elimden geldiği kadar çabuk. quick returns çabuk gelen kazanç
quick
(Tıp) canlı, diri, zinde, sıhhatli
quick
{s} madenli
quick
(sıfat) çabuk, hızla, hızlı, şipşak, seri, tez, atik, hazır, kıvrak, keskin, süratli, hassas, canlı, yaşayan, hayat dolu, alevli (ateş), sıcak (ocak), madenli
quick
{i} tırnak altındaki hassas et
quick
diri
quick
quick returns çabuk gelen kazanç
İngilizce - İngilizce
quick
sensitive; perceptive in a high degree; ready; as, a quick ear