O, bana göre üç yıl kıdemli.
- She is senior to me by three years.
Biz onu iyi bir kıdemli olarak görünüyoruz.
- We look up to him as a good senior.
O, hükümette üst düzey bir konuma sahiptir.
- He holds a senior position in the government.
Bu seminer Japon firmalarından üst düzey pazarlama liderlerini hedef alacaktır.
- This seminar will target senior marketing leaders from Japanese firms.
Tabii, birçok emektar vatandaş emeklilikten memnundur.
- Of course, many senior citizens are happy with retirement.
O bana göre altı yıl kıdemli.
- She is senior to me by six years.
O, bana göre üç yıl kıdemli.
- She is senior to me by three years.
Binlerce insan işlerini kaybetti.
- Thousands of people lost their jobs.
İşler için onunla röportaj yapıldı.
- She was interviewed for jobs.
Biletler genel giriş için 30 dolar ve öğrencilerle yaşlılar için 20 dolardır.
- Tickets are $30 for general admission and $20 for students and seniors.
Yaşlı birine yerini verdi.
- She gave her seat to a senior citizen.
Tom, son sınıf öğrencisi iken sınıf başkanıydı.
- Tom was class president when he was a senior.
O, Harvard'da son sınıf öğrencisi.
- He is now a senior at Harvard.
Tom üst düzey bir yöneticidir.
- Tom is a senior executive.
O hükümette üst düzey bir konuma sahiptir.
- She holds a senior position in the government.
four years her senior.
John is two years older than I am.
- John is senior to me by two years.
... They recruit them leaving the older, sicker seniors in Medicare. And every health care ...
... are pretty clever at figuring out who are the younger and healthier seniors. ...