selamla

listen to the pronunciation of selamla
Türkçe - İngilizce
greet

He greeted me with a smile. - O bir tebessümle beni selamladı.

We exchanged greetings. - Birbirimizi selamladık.

{f} hail

The people hailed the victory. - İnsanlar zaferi selamladılar.

{f} salute

The president saluted the public. - Devlet başkanı halkı selamladı.

Tom saluted the flag. - Tom bayrağı selamladı.

{f} greeting

Greetings are the basis of good manners. - Selamlar, görgü kurallarının temelidir.

Greetings from Cornwall! - Cornwall'dan selamlar!

selam
greeting

Greetings, old friend! - Selam, eski arkadaşım!

Greetings from Cornwall! - Cornwall'dan selamlar!

selamlamak
{f} salute
selam
hi!

And if you see Tom, say hello to him for me. - Ve Tom'u görürsen, Ona benim için selam söyle.

In case you see him, give him my regards. - Onu görürsen, ona selamlarımı ilet.

selam
hello

In case you see him, please say hello to him for me. - Onu görürsen, lütfen benim için ona selam söyle.

And if you see Tom, say hello to him for me. - Ve Tom'u görürsen, Ona benim için selam söyle.

selam
salaam
selam
(Konuşma Dili) Hello!/Hi!
selam
regard

My father gives you his regards. - Babam sana selamını söyledi.

Please give my regards to your father. - Lütfen babanıza selamlarımı iletin.

selam
(Muzik) ave maria
selam
chin chin
selam
remember
selamlamak
greet

They got up to greet her. - Onlar onu selamlamak için kalktılar.

I want to greet him, too. - Ben de onu selamlamak istiyorum.

selamlamak
hail
selam
regards

In case you see him, give him my regards. - Onu görürsen, ona selamlarımı ilet.

Please give my regards to your father. - Lütfen babanıza selamlarımı iletin.

selam
salute

I don't salute your flag. - Bayrağınızı selamlamam.

Land of liberty, land of the future, I salute you! - Özgürlük ülkesi, geleceğin ülkesi, seni selamlıyorum!

selam
salutation
selam
salut

I'm not saluting your flag. - Bayrağınızı selamlamıyorum.

I don't salute their flag. - Ben onların bayraklarını selamlamıyorum.

selam
ave
selam
felicitate
selam
hallo
selam
(Konuşma Dili) howdy
selam
hi
selam
saluted
selam
hi there
selam
greeting, salutation, salute; hi!
selam
(Askeriye) salute
selam
greeting, salutation, hello
selamlamak
to greet

They got up to greet Tom. - Tom'u selamlamak için ayağa kalktılar.

He rose to his feet to greet me. - O beni selamlamak için ayağa kalktı.

selamlamak
(Askeriye) to salute
selamlamak
salaam
selamlamak
herald
selâmlamak
(başı ile) nod to smb
Türkçe - Türkçe

selamla teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

SELAM
(Osmanlı Dönemi) Allah'ın (C.C.) rızasına erişmek için mü'minlerin birbirlerine yaptığı dua. Mü'minler birbirleriyle karşılaştıklarında büyük küçüğe; yürüyen durana; azlık çokluğa; hayvan veya vasıta üzerinde olan yerde yürüyene; yüksekteki aşağıdakine "Selâmün aleyküm" der. Selâmı alan "Ve Aleykümüsselâm ve Rahmetullâhi ve Berekâtühu" diyerek cevap verir. Evvelâ selâm veren daha çok sevap kazanır. Selâm vermek sünnet, almak
SELAM
(Osmanlı Dönemi) Ayıplardan, âfetten sâlim oluş. Selâmet, emniyet. Sulh. Asâyiş. Bütün korktuklarından emin olma
Selamlamak
selam vermek
selam
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine sözle veya işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme
selam
Esenlik dilemek
selamlamak
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında selam vermek, esenlemek: "Onu ve onun gibi ateş altında, duman içinde memleketi için ölmeye atılanları birden selamlıyorum."- H. E. Adıvar
selamlamak
Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında selâm vermek, esenlemek
selamla