The flood did great damage to the crops.
- Sel, ekinlere büyük zarar verdi.
The flood began to subside.
- Sel alçalmaya başladı.
Two weeks of heavy rain resulted in flooding.
- İki haftalık şiddetli yağmur sel ile sonuçlandı.
The radio had warned us that there was a risk of flooding.
- Radyo bir sel riski olduğu hususunda bizi uyarmıştı.
The flood of 1342 was the biggest deluge in the history of central Europe.
- 1342 seli orta Avrupa tarihinin en büyük seliydi.
The rains came in torrents.
- Yağmurlar sel olarak geldi.
The flood waters will devastate the nearby town.
- Sel suları, kasaba civarını harap edecektir.
The flood waters tumbled my house into the river.
- Sel suları evimi nehre yuvarladı.
The flood did great damage to the crops.
- Sel, ekinlere büyük zarar verdi.
The flood began to subside.
- Sel alçalmaya başladı.
It's been pouring here for the last few days.
- Burada son birkaç gün sel gibi yağmur yağdı.
Memories of the good old days came flooding back one after another.
- Eski güzel günlerin hatıraları sel gibi peş peşe geldi.
The floods ruined the crops.
- Seller ekinleri mahvetti.
Earthquakes and floods are natural disasters.
- Depremler ve seller doğal felaketlerdir.
Two of the books Alisha authored had become banner sellers.
Hatırı sayılır bir tartışmadan sonra, alıcı ve satıcı anlaşmaya vardı.
- After considerable argument, the buyer and the seller finally came to terms.
Satıcıya bebek önlüğünün çamaşırla birlikte konulabilip konulamayacağını sormayı unutma.
- Don't forget to ask the seller if the jumper can be put in with the washing.