seferlik

listen to the pronunciation of seferlik
Türkçe - İngilizce

seferlik teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

sefer
expedition

I watched the expedition as it set off. - Yola çıkarken keşif seferini izledim.

Who was the leader of the expedition? - Seferin lideri kimdi?

sefer
{i} voyage

The Titanic sank on her maiden voyage. She was a large ship. - Titanik ilk seferinde battı. O büyük bir gemiydi.

sefer
{i} campaign
seferlik for
this one time only, just this once
sefer
journey
sefer
time; occasion: bu sefer this time. üç sefer three times
sefer
navigation

The harbor is closed to navigation. - Liman seferlere kapalıdır.

sefer
time

They failed both times. - Onlar her iki seferde de başarısız oldu.

There's always a next time. - Her zaman bir sonraki sefer vardır.

sefer
(Askeri) time of war-
sefer
excursion
sefer
state of war
sefer
(Politika, Siyaset) circuit
sefer
sailing
sefer
(Kanun) flight

Unfortunately, I missed my flight, so I won't get to Boston in time for the meeting. - Ne yazık ki, uçak seferimi kaçırdım, bu yüzden toplantı için zamanında Boston'a varmayacağım.

This is the last call for Flight 333 to Boston. - Bu, Bostona giden Sefer 333 için son çağrı.

Sefer
(isim) Voyage, journey
Subay Eğitim Okulu; tek seferlik kaynak
(Askeri) Officer Training School; one-time source
bu seferlik
for the nonce
bu seferlik
for this time
sefer
journey; voyage
sefer
run

This time, Layla's luck has run out. - Bu sefer Leyla'nın şansı tükendi.

The snow prevented the train from running. - Kar, treni seferden alıkoydu.

sefer
(Askeriye) campaign; military expedition; war
sefer
journey, voyage; expedition; campaign, state of war; time, occasion
sefer
ploy
sefer
headway
İngilizce - İngilizce

seferlik teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Sefer
Sefer ha bahir Sefer ha zohar Sefer Torah
Türkçe - Türkçe
Herhangi bir defaya yetecek miktarda
Defa, kez
SEFER
(Osmanlı Dönemi) Yolculuk
SEFER
(Osmanlı Dönemi) Fık: Muayyen bir mesafeye gitmek. Bak: Mukim
SEFER
(Osmanlı Dönemi) Def'a, kerre
SEFER
(Osmanlı Dönemi) Muharebe. Harb. Muharebeye hazır bulunma hali
Sefer
(Osmanlı Dönemi) SEYH
Sefer
(Osmanlı Dönemi) POSTA
sefer
Kez, yol, defa
sefer
Genellikle yurt dışına yapılan askerî harekât, savaşa gitme, savaş
sefer
Kez, yol, defa: "Bu sefer ben söylüyorum, tekrar ediyorum."- R. H. Karay
sefer
Yolculuk: "Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden / Nice seneler geçti dönen yok seferinden."- Y. K. Beyatlı
sefer
bakınız: safer
seferlik