seen of

listen to the pronunciation of seen of
İngilizce - Türkçe
görmüş
seen
görülen

Gökyüzünde görülen çok sayıda yıldızlar vardı. - There were several stars to be seen in the sky.

Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi. - The rising sun seen from the top was beautiful.

seen
gözükmek
seen
görülmek

Sonuç görülmek için kalır. - The result remains to be seen.

Tom Mary ile görülmek istemiyor. - Tom doesn't want to be seen with Mary.

seen
görünmek

Onunla beraber görünmek istemiyorum - I don't want to be seen in his company.

Sami çıplak görünmek istemedi. - Sami didn't want to be seen naked.

seen
{f} gör

Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım. - I turned off the TV because I had seen the movie before.

Çin'e gidene kadar hiç panda görmemiştim. - I had never seen a panda until I went to China.

see of
görmek
seen
görüldü

O, evin dışına giderken görüldü. - He was seen going out of the house.

Ben camı kırarken görüldüm. - I was seen to break the window.

seen
görmüş

Tom Boston'u ziyaret ettiğinde Mary'yi görmüş olmalı. - Tom must have seen Mary when he visited Boston.

O daha iyi günler görmüş olmalı. - She must have seen better days.

seen
f., bak. see 1
İngilizce - İngilizce

seen of teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

seen
{a} perceived, beheld, skilled, versed
seen
Seen is the past participle of see. Past participle of see. the past participle of see
seen
past participle of see
seen
Versed; skilled; accomplished
seen
of See
seen of

    Türkçe nasıl söylenir

    sin ıv

    Telaffuz

    /ˈsēn əv/ /ˈsiːn əv/

    Etimoloji

    [ 'sE ] (verb.) before 12th century. Middle English seen, from Old English sEon; akin to Old High German sehan to see and perhaps to Latin sequi to follow; more at SUE.