Tom kayıtları tahrif ettiği için görünüşte suçlu.
- Tom is apparently guilty of falsifying records.
Tom görünüşte Mary adlı bir kızla çıkıyor.
- Tom is apparently dating a girl named Mary.
Belli ki Tom Mary'den hoşlanmıyor.
- Apparently, Tom doesn't like Mary.
Belli ki o adam bizi yanıltıyor.
- The man is apparently deceiving us.
Tom, görünen o ki çok ikna ediciydi.
- Tom was apparently very convincing.
Görünüşe bakılırsa Tom henüz kirasını ödemedi.
- Tom has apparently not yet paid his rent.
Görünüşe bakılırsa, Tom, Mary ve John'un düğününe gitmek istemiyordu.
- Tom apparently didn't want to go to Mary and John's wedding.
Tom, görünüşe göre yapacağını söylediği şeyi yapmadı.
- Tom apparently didn't do what he said he would do.
Görünüşe göre, otobüs geç kaldı.
- Apparently, the bus is late.
Anlaşılan, onu yapan kişi Tom.
- Apparently, Tom is the one who did that.
Anlaşılan, toplantı Tom'un ofisinde olacak.
- Apparently, the meeting will be in Tom's office.
A man may be apparently friendly, yet malicious in heart.