see eleventh hour see lunch hour see rush hour

listen to the pronunciation of see eleventh hour see lunch hour see rush hour
İngilizce - Türkçe

see eleventh hour see lunch hour see rush hour teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

hour
saat

Saatlerdir bekliyorum. - I've been waiting for hours.

Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım. - I'll have to study ten hours tomorrow.

hour
{i} vakit

Ben okula gitmeden önce bir saatlik koşuya vakit ayırdım. - I put in an hour of jogging before I go to school.

hour
vakit zaman
hour
an idle hour boş vakit
hour
bir saatiik yol
hour
ekvatorda on beş derecelik mesafe
hour
hour hand akrep after hours çalışma saatlerinden sonraki zaman
hour
sögen
hour
gök kutuplarından geçen büyük daire
hour
{i} zaman

Yarın her zamankinden bir saat daha erken ofise gelmen mümkün mü? - Is it possible for you to come to the office an hour earlier than usual tomorrow?

Çocukken odamda yalnız başına kitap okuyarak çok fazla zaman geçirdim. - When I was a child, I spent many hours reading alone in my room.

hour
saat dairesi
İngilizce - İngilizce
hour
see eleventh hour see lunch hour see rush hour

    Heceleme

    see e·lev·enth hour see lunch hour see rush hour

    Türkçe nasıl söylenir

    si îlevınth aur si lʌnç aur si rʌş aur

    Telaffuz

    /ˈsē əˈlevənᴛʜ ˈour ˈsē ˈlənʧ ˈour ˈsē ˈrəsʜ ˈour/ /ˈsiː ɪˈlɛvənθ ˈaʊr ˈsiː ˈlʌnʧ ˈaʊr ˈsiː ˈrʌʃ ˈaʊr/