see content, n

listen to the pronunciation of see content, n
İngilizce - Türkçe

see content, n teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

contents
içindekiler

Tom cüzdanının içindekileri gösterdi. - Tom displayed the contents of his wallet.

Tom evrak çantasının içindekileri masaya döktü. - Tom dumped the contents of his briefcase out on the table.

contents
(Bilgisayar) içeriği

Google'ın tüm web arama geçmişinizi tuttuğunu ve size reklam sunmak için e-postalarınızın içeriğine baktığını biliyor muydunuz? - Did you know that Google keeps a history of all your web searches and looks at the contents of your emails to provide you advertising?

Tom kutunun içeriğini inceledi. - Tom examined the contents of the box.

contents
i., çoğ. içindekiler, içerik, muhteviyat
contents
{i} içerik

Kutunun üzerindeki etiket, içerikle eşleşmiyor. - The label on the box doesn't match the contents.

Bu kitabın içerikleri zayıf sinirli insanlar için uygun değildir. - The contents of this book are not suitable for people with weak nerves.

contents
tatmin et
İngilizce - İngilizce
contents
see content, n