O dün bizi görmek için geldi.
- She came to see us yesterday.
Filmi görmek istiyorum.
- I'd love to see the movie.
Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur.
- The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.
Bu akşam televizyonda beyzbol seyretmek istiyorum.
- I want to see baseball on television this evening.
Bu filmi seyretmek zorundasın.
- You have to see this movie.
Lütfen ayrıntılar için aşağıya bakınız.
- Please see below for details.
Daha fazla bilgi için www.example.com'a bakınız.
- See www.example.com for more information.
Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
- I saw her somewhere two years ago.
Kütüphanede John'u gördüm.
- I saw John at the library.
Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
- I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
- I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
Hepimiz, seni ve aileni görmeye can atıyoruz.
- We are all looking forward to seeing you and your family.
Erkek kardeşim ve ben havaalanında John'u uğurlamak için gittik.
- My brother and I went to see John off at the airport.
Onu uğurlamak için havaalanına gitti.
- He went to the airport to see her off.
Benim çocukların okulda iyi davrandığına bakın.
- See that my children behave well at school.
Sayfa beşteki dipnota bakın.
- See the footnote on page 5.
İşten sonra beni görmeyi kabul ettiğin için teşekkür ederim.
- Thank you for agreeing to see me after work.
Yarın işte görüşürüz.
- See you at work tomorrow.
Arkadaşımı yolcu etmek için şu an havaalanındayım.
- I have just been to the airport to see my friend off.
Bazıları arkadaşlarını karşılamak için geldiler ve diğerleri onlarınkini yolcu etmek için.
- Some have come to meet their friends and others to see theirs off.
Öğle yemeğinde görüşürüz.
- I'll see you at lunch.
Önümüzdeki ay görüşürüz.
- I'll see you next month.
Doğum gününde burada olmayacaksın gibi görerek sana hediyeni şimdi vereceğimi düşündüm.
- Seeing as you won't be here on your birthday, I thought I'd give you your present now.
Görülen bir şey, asla görülmemiş gibi olmaz.
- What has been seen can not be unseen.
O gün görülen bir dolunaydı.
- It was a full moon that was seen that day.
Tom, Mary'yle görülmek istemiyordu.
- Tom didn't want to be seen with Mary.
Sonuç görülmek için kalır.
- The result remains to be seen.
Onunla beraber görünmek istemiyorum
- I don't want to be seen in his company.
Sami çıplak görünmek istemedi.
- Sami didn't want to be seen naked.
O, bir testereyi çok iyi kullanır.
- She handles a saw very well.
Tom dairesel bir testere ile parmağını kesti.
- Tom cut off his finger with a circular saw.
Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.
- I want to see you before you go.
Seni gördüğüme mutluyum.
- I'm happy to see you.
Bu nisanda seni görmeye can atıyorum.
- I'm looking forward to seeing you this April.
O, habere heyecanlanmadığına göre, onu önceden biliyor olmalı.
- Seeing that she was not excited at the news, she must have known it.
Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
- I've never seen such a wonderful sunset.
Son zamanlarda onu görmedim
- I have not seen him lately.
Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm.
- I went all the way to see her only to find her away from home.
Benim doğru konuşup konuşmadığımı anlamak için gözleri yüzümü aradı.
- His eyes searched my face to see if I was talking straight.
Ara sıra beni görmek için gel.
- Come and see me once in a while.
Geçenlerde beni görmek için geldi.
- She came to see me the other day.
O kızı görüyorum.
Hâlâ Tom'u görüyorum.
- I'm still seeing Tom.
Sanırım geleceğimi görüyorum.
- I think I'm seeing my future.
Gökyüzünden görüldüğünde,ada çok güzeldi.
- Seen from the sky, the island was very beautiful.
O, evin dışına giderken görüldü.
- He was seen going out of the house.
O daha iyi günler görmüş olmalı.
- She must have seen better days.
Jody sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyor.
- Jody looks as if she had seen a ghost.
Biri seni görürse ne yaparsın?
- What'll you do if someone sees you?
Ara sıra gelip beni görür.
- He comes and sees me once in a while.
Doktorla görüşmek istiyorum.
- I'd like to see the doctor.
Annenle görüşmek istiyorum.
- I want to see your mother.
Seni görmek için can atıyorum.
- I am looking forward to seeing you.
Seni görmek için can atıyorum.
- I'm looking forward to seeing you.
Mademki sen ondan bahsediyorsun, Tom'u bugün sınıfta gördüğümü hatırlamıyorum.
- Now that you mention it, I don't remember seeing Tom in class today.
Mademki o yorgun, bir süre dursak iyi olur.
- Seeing that she is tired, we had better stop for a while.
Mademki sen ondan bahsediyorsun, Tom'u bugün sınıfta gördüğümü hatırlamıyorum.
- Now that you mention it, I don't remember seeing Tom in class today.
Madem ki saat sekiz, Sanırım kısa zamanda okula gitmelisin.
- Seeing that it is 8 o'clock, I think you should leave for school soon.
The fiddler sawed away at his instrument.
And for thy trew sawys, and I may lyve many wynters, there was never no knyght better rewardid .
I'll see your twenty dollars and raise you ten.
Yes, now I've seen it all!.
I've been seeing her for two months.
Seeing the boss wasn't around, we took it easy.
Tom and Mary say they saw someone climbing over the fence.
- Tom and Mary say they saw somebody climbing over the fence.
Tom and Mary say they saw somebody climbing over the fence.
- Tom and Mary say they saw someone climbing over the fence.
Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
Tom and Mary don't seem to understand why they aren't supposed to do that.
- Tom and Mary don't seem to understand why they're not supposed to do that.
I do not like seeing animals get eaten alive.
- I don't like seeing animals get eaten alive.
Tom said that he sees a lot of dead animals on the road.
- Tom said he sees a lot of dead animals on the road.
I am very glad to see you.
- I am very happy to see you.
I'm very glad to see you.
- I am very happy to see you.
... It's very easy to see a long list of things that have been ...
... VIC GUNDOTRA: You can see, we've taken that multicolumn ...