Saat şimdi yedi kırk beş.
- It's quarter to eight now.
Şimdi havaalanındayım.
- I'm at the airport now.
Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.
- What I want now is not money, but time.
Şu anda sipariş vermeye hazır mısınız?
- Are you ready to order now?
Onu hemen yapabilir miyim?
- May I do it right now?
İlerlemek ve faturayı hemen ödemek sanırım mantıklı olur.
- I suppose it makes sense to go ahead and pay the bill right now.
Şu an sadece ısınıyorum.
- I am only warming up now.
Asama yanardağı şu an hareketsiz.
- Mt. Asama is now dormant.
Şimdi bile, biz halen onun gerçek katil olduğundan şüpheleniyoruz.
- Even now, we still doubt that he is the real murderer.
Şimdi bile zaman zaman artçı şoklar var.
- Even now there are occasional aftershocks.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.