Sami çok kuytu bir yere gömüldü.
- Sami was buried in a very secluded place.
Tom tenha bir yolda yürüdü.
- Tom walked down a secluded path.
Tom bana tenha bir sahilde yaşamak istediğini söyledi.
- Tom told me he wanted to live on a secluded beach.
Tom münzevi bir hayat sürüyor.
- Tom lives a secluded life.