Tom Jackson deneyimli bir diplomat.
- Tom Jackson is a seasoned diplomat.
O deneyimli bir dedektif.
- He's a seasoned investigator.
Kaynar suya, baharat, baharatlı yağ ve biber ekleyin.
- Add seasoning, seasoned oil, and chili, to the boiling water.
Baharatlı ekmek osuruğa neden olur.
- The seasoned bread causes farts.
Sezonun çoğu günü ava gitti.
- They went hunting most days of the season.
Tom yağışlı sezonu sevmez.
- Tom doesn't like the rainy season.
Yağmur mevsimi başladı.
- The rainy season has set in.
Bir yılda dört mevsim vardır.
- There are four seasons in one year.
Vergi sezonu muhasebeciler için yılın en meşgul zamanıdır.
- Tax season is a very busy time of year for accountants.
Yağışlı sezonun ne zaman biteceğini merak ediyorum.
- I wonder when the rainy season will end.
İşin yoğun olduğu dönemde o otelde kalmak sana işin düşük olduğu dönemde kalmaktan çok daha fazlaya mal olacaktır.
- It's going to cost you a lot more to stay at that hotel during high season than during low season.
Benim sezon biletimin süresi 31 Martta doluyor.
- My season ticket expires on March 31.
You lack the season of all natures, sleep. Shakespeare.
The third season of Friends aired from 1996 to 1997.