Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok.
- We don't have time to search every room carefully.
Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.
- Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.
Tom bir arama- kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
- Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
- Search and rescue operations began immediately.
O, kayıp çocuğunu aramak için gitti.
- She went in search of her lost child.
Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı.
- Many men set out for the West in search of gold.
Araştırma ekibi onu uçurumun dibinde uzanırken buldu.
- The search party found him lying at the foot of a cliff.
O, hasta bebeği için doktor araştırmaya gitti.
- She went in search of a doctor for her sick baby.
Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
- Search and rescue operations began immediately.
Onlar mutluluğu aramaya gittiler.
- They went in search of happiness.
Tom'u aramak için dışarıda olacağını düşündüm.
- I thought you'd be out searching for Tom.
Polisler saatlerce Tom'un evini aradılar fakat onlar cinayet silahını bulamadılar.
- The police spent hours searching Tom's place, but they couldn't find the murder weapon.
Bill bütün evi araştırdı.
- Bill searched the entire house.
Bilimci vadideki dinozor kemiklerini araştırdı.
- The scientist searched for the bones of the dinosaurs in the valley.
Erkek kardeşimi arıyorum.
- I am searching for my brother.
Polisler yıllarca Tom'u arıyorlar.
- The police have been searching for Tom for years.
Gemi özenle arandı ama hiçbir uyuşturucu maddesi bulunmadı.
- The ship was searched thoroughly, but no illegal drugs were found.
İki oğlan polis tarafından durduruldu ve arandı.
- The two boys were stopped and searched by the police.
Tom'u aramak için dışarıda olacağını düşündüm.
- I thought you'd be out searching for Tom.
Üç haftalık aramadan sonra iyi ücretli bir iş buldu.
- After three weeks of searching, he found well-paid work.
Now to the bottome dost thou search my wound.
With only five minutes until we were meant to leave, the search for the keys started in earnest.
To search the God of loue, her Nymphes she sent / Throughout the wandring forrest euery where .
The police are searching for evidence in his flat.
Search is a hard problem for computers to solve efficiently.
I searched the garden for the keys and found them in the vegetable patch.
... what comes after search? ...
... make search more helpful at the moment. ...