Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok.
- We don't have time to search every room carefully.
Fadıl her boş anı, Leyla'ya satın alınacak bir hediye için interneti araştırmakla geçirdi.
- Fadil spent every spare moment searching the web for a gift to buy Layla.
Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı.
- Many men set out for the West in search of gold.
Tom bir arama- kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
- Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
Birçok adam altın aramak üzere batıya gitti.
- Many men went west in search of gold.
Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı.
- Many men set out for the West in search of gold.
Tam bir vücut araştırması için seçileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.
- I never for a moment imagined that I'd be singled out for a full body search.
Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.
- Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.
O kaçırılan torununu aradı.
- She searched for her granddaughter who had been taken away.
Onlar mutluluğu aramaya gittiler.
- They went in search of happiness.
Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi.
- Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.
Aramaya devam ettiler.
- They continued searching.
Bill bütün evi araştırdı.
- Bill searched the entire house.
Bilimci vadideki dinozor kemiklerini araştırdı.
- The scientist searched for the bones of the dinosaurs in the valley.
Polisler yıllarca Tom'u arıyorlar.
- The police have been searching for Tom for years.
Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
- The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
İki oğlan polis tarafından durduruldu ve arandı.
- The two boys were stopped and searched by the police.
Gemi özenle arandı ama hiçbir uyuşturucu maddesi bulunmadı.
- The ship was searched thoroughly, but no illegal drugs were found.
Muplis Lojban cümleleri aramak için küçük bir araçtır.
- Muplis is a small tool for searching Lojban sentences.
Aramaya devam ettiler.
- They continued searching.
Now to the bottome dost thou search my wound.
With only five minutes until we were meant to leave, the search for the keys started in earnest.
To search the God of loue, her Nymphes she sent / Throughout the wandring forrest euery where .
The police are searching for evidence in his flat.
Search is a hard problem for computers to solve efficiently.
I searched the garden for the keys and found them in the vegetable patch.
... For example, if you search for Charles Dickens' books, you ...
... search engine comes in. ...