Çok uzun zaman önce ben bir denizciydim.
- Many moons ago, I was a seaman.
Bir barda bir taburede oturan denizci çırağı balık ve cips sepetini beklerken bir bira ısmarladı.
- The seaman apprentice, sitting on a stool in a bar, ordered a beer while waiting for his basket of fish and chips.
Bir barda bir taburede oturan denizci çırağı balık ve cips sepetini beklerken bir bira ısmarladı.
- The seaman apprentice, sitting on a stool in a bar, ordered a beer while waiting for his basket of fish and chips.
Sami başarılı bir denizci oldu.
- Sami became an accomplished seaman.
Not to mention mermaids or seamen. — Locke.