seçilmişler

listen to the pronunciation of seçilmişler
Türkçe - İngilizce
selected for
seçilmiş
selected

Those selected will have to face extensive medical and psychological tests. - Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.

The conference will be held in a specially selected church. - Konferans, özel seçilmiş bir kilisede düzenlenecek.

seçilmiş
{s} chosen

Each month, a gift certificate worth 10,000 yen will be given to thirty people chosen at random who have completed this questionnaire. - Her ay, 10.000 yen değerinde bir hediye sertifikası bu anketi tamamlayan rastgele seçilmiş otuz kişiye verilecektir.

Jews are a people chosen by God. - Yahudiler Tanrı tarafından seçilmiş bir ulustur.

seç
choose

You may choose any of them. - Onlardan herhangi birini seçebilirsin.

Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children. - Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.

seç
chose

In the end she chose another kitten. - Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.

We chose Mary a good birthday present. - Mary'ye iyi bir doğum günü hediyesi seçtik.

seç
{f} chosen

I realized that what I had chosen didn't really interest me. - Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım.

He was chosen to be a member of the team. - O, takımın bir üyesi olarak seçildi.

seç
{f} elect

In 1860, Lincoln was elected President of the United States. - 1860'ta Lincoln, ABD başkanlığına seçildi.

Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983. - Yuri Andropov 16 Haziran 1983 te Yüce Rusya'nın Başbakanlık Heyetinin başkanı seçilmişti.

seç
choosing

You cannot be too careful in choosing your friends. - Arkadaşlarınızı seçerken çok dikkatli olamazsınız.

You should be careful in choosing friends. - Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.

seç
{f} elected

Dwight Eisenhower was elected president in 1952. - Dwight Eisenhower, 1952'de başkan olarak seçildi.

In 1860, Lincoln was elected President of the United States. - 1860'ta Lincoln, ABD başkanlığına seçildi.

seç
(Bilgisayar) choose columns
seç
(Bilgisayar) select from
seçilmiş
(Bilgisayar) enabled state
seçilmiş
opted
seçilmiş
(Bilgisayar) checked
seçilmiş
excerpted
seç
single out

I don't think it's fair to single out Tom. - Tom'u seçmenin adil olduğunu sanmıyorum.

seç
{f} selecting

Tom did a pretty good job of selecting music for the dance. - Tom, dans için müzik seçimi konusunda iyi bir iş çıkardı.

seç
select

Please select a language for the Image Viewer interface. - Lütfen Image Viewer arayüzü için bir dil seçin.

Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout. - Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.

seç
pick on

I have to pick one of them. - Onlardan birini seçmek zorundayım.

You have to pick one. - Bir tane seçmek zorundasın.

seç
pick out

Which book did you pick out to send to Anne? - Anne'ye göndermek için hangi kitabı seçtin?

You can pick out any book you like. - Beğendiğin kitabı seçebilirsin.

seç
{f} selected

Those selected will have to face extensive medical and psychological tests. - Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.

The president shall be selected by majority vote. - Başkan çoğunluğun oyu ile seçilecek.

seçilmiş
analectic
seçilmiş
graded
seç
choose, select
seçilmiş
(Politika Siyaset) Elected, chosen
seçilmiş
the chosen

You are the chosen one. - Sen seçilmiş birisin.

seç
singleout
seçilmiş
recherche
seçilmiş
elective
seçilmiş
select

These are select peaches. - Bunlar seçilmiş şeftaliler.

Those selected will have to face extensive medical and psychological tests. - Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.

seçilmiş
picked

Do you have a name picked out for your baby? - Bebeğiniz için seçilmiş bir adınız var mı?

seçilmiş
elect

We are the people's elected representatives. - Bizler halkın seçilmiş temsilcileriyiz.

The Vatican is an absolute monarchy with an elected king. - Vatikan seçilmiş bir kral ile mutlak bir monarşidir.

Türkçe - Türkçe

seçilmişler teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

seçilmiş
Aynı cinsten olan nesneler arasından iyi ve seçkin olanlar çıktıktan sonra geride kalanlar
seçilmiş
Seçimle iş başına gelen
seçilmiş
Seçimle işbaşına gelen
seçilmiş
Seçerek ayrılmış
seçilmiş
(Osmanlı Dönemi) müntehap
seçilmişler