seçenek

listen to the pronunciation of seçenek
Türkçe - İngilizce
choice

They agree that they have no choice but to give up the whole plan. - Onlar tüm plandan vazgeçmekten başka seçenekleri olmadığını kabul ettiler.

I see no other choice. - Başka seçenek görmüyorum.

option

What payment options are available? - Hangi ödeme seçenekleri mevcut?

Tom considered his options. - Tom seçeneklerini düşündü.

selection
alternative

You can walk, or alternatively, I'll drive you there in my car. - Yürüyebilirsin veya ikinci bir seçenek olarak, seni oraya arabamla götürürüm.

They had no alternative but to retreat. - Geri çekilmekten başka seçenekleri yoktu.

(Dilbilim) alternant
(Bilgisayar) alternate
(Bilgisayar) switch
pick
alternative , option
alternative, choice
opsion
seçenek adı
(Bilgisayar) option name
seçenek değeri
(Bilgisayar) option value
seçenek düğmesi
(Bilgisayar) radio button
seçenek grubu
(Bilgisayar) option group
seçenek türü
(Bilgisayar) option type
seçenek yol
alternative route
seçenek yol atama
(Bilgisayar) alternative routing
seçenek çubuğu
action bar
seçenek anahtar
alternate key
seçenek açıkl
(Bilgisayar) option desc
seçenek dizge
alternate system
seçenek düğmeleri
(Bilgisayar) option buttons
seçenek ekle
(Bilgisayar) add choice
seçenek iz
alternate track
seçenek kutusu
(Bilgisayar) option dialog
seçenek rotalama
(Bilgisayar,Teknik) alternate routing
seçenek sayfaları
(Bilgisayar) option pages
seçenek sınıfı
(Bilgisayar) option class
seçenek tasarım
alternate design
seçenek yerleşme planı
alternate layout
seçenek yok
(Bilgisayar) no alternatives
seçenek yol
alternate route
seçenek yoldan gönderme
(Bilgisayar,Teknik) alternate routing
seçenek yöntemler
alternate methods
seçenek yük
alternate load
seçenek çok büyük
(Bilgisayar) option too big
bilinmeyen seçenek
(Bilgisayar) unknown option
ilk seçenek
(Tıp) first-line
olağan seçenek
(Bilgisayar) default option
alternatif seçenek
alternative option
ateş idare subayı; esnek caydırıcı seçenek; uçuş güverte subayı
(Askeri) fire direction officer; flexible deterrent option; flight deck officer
bağımsız seçenek
(Dilbilim) free alternant
geçersiz seçenek
(Bilgisayar) bad option
geçersiz seçenek
(Bilgisayar) invalid option
hatalı seçenek
(Bilgisayar) bad option
ikisi de birbirinden zor iki seçenek
dilemma
kullanılabilir seçenek
(Bilgisayar) available choice
kullanılamayan seçenek
(Bilgisayar) unavailable choice
sabit seçenek
(Pisikoloji, Ruhbilim) fixed alternative
seçenekler
options

Tom advised Mary to take some time to think over her options. - Tom Mary'ye seçenekleri üzerinde düşünmek için biraz zaman almayı tavsiye etti.

What payment options are available? - Hangi ödeme seçenekleri mevcut?

son seçenek
zero option
tek seçenek
Hobson's choice
çift yönlü seçenek
(Bilgisayar) duplex option
özel harekat tümeni; strateji ve seçenek kararı (Planlama, Programlama ve Bütçel
(Askeri) special operations division; strategy and options decision (Planning, Programming, and Budgeting System)
Türkçe - Türkçe
Seçme durumunda, birinin yerine seçebilecek bir başka yol, yöntem, tutum, alternatif
Alternatif
seçenek