Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir.
- A house is built on top of a solid foundation of cement.
Kolonlar sağlam bir temel sağlamaktadır.
- Columns provide a solid foundation.
O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.
- He was awarded a scholarship to do research for the foundation.
Dan eski kütüphanesini iyileştirmek için yerel vakıflardan fon aldı.
- Dan received funds from local foundations to improve his old library.
Suçlamalarınızın hepsi asılsız. O masum ve biz bunu kanıtlayacağız.
- All of your accusations are without foundation. She's innocent and we're going to prove it.