schulen

listen to the pronunciation of schulen
Almanca - Türkçe
öğretmek, eğitmek
İngilizce - Türkçe

schulen teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

train
{f} eğitmek

Tom köpeğini eğitmek için birini kiraladı. - Tom hired someone to train his dog.

Köpekleri eğitmek kolay değil. - It is not easy to train dogs.

train
tren

Az daha treni kaçırıyordum. - I almost missed the train.

En yakın tren istasyonu nerede? - Where's the nearest train station?

train
{f} alıştırma yapmak
train
antreman yapmak
train
çalıştırmak

Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil. - No special training is needed to operate this machine.

train
yetişmek

Sadece trene yetişmek için istasyona aceleyle gittik. - We hurried to the station only to miss the train.

Eğer trene yetişmek istiyorsan derhal hareket etmelisin. - You'll have to get a move on if you want to catch the train.

train
yetiştirmek
train
olaylar/düşünceler zinciri
groups
gruplar

O, ırkçı gruplarla temas halinde olduğunu mahkemede itiraf etti. - He confessed in court that he was in touch with racist groups.

O, birçok gruplara konuşmalar yaptı. - He made speeches to many groups.

schools
okullar

Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir. - While some private and church schools in America have uniforms, they are not common.

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu? - What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?

train
eğit(mek)
train
{i} yildiz
train
{i} kervan

Develerden oluşan uzun bir kervan batıya doğru ilerliyordu. - A long train of camels was moving to the west.

train
{i} katar; kafile
train
{f} eğitmek, terbiye etmek, yetiştirmek
train
{f} nişan almak
train
dalları kazık veya
train
hayvanı tuzağa çekmek için sıralanmış yem