O kötü bir fikir değil.
- Das ist keine schlechte Idee.
Kötü havadan dolayı uçak geç kaldı.
- Das Flugzeug hatte wegen des schlechten Wetters Verspätung.
Bir otlakçı çalışma numarası yapmayan biridir.
- A bum is someone who doesn't pretend to work.
Tren istasyonunda bir serseri gördüm.
- I saw a bum at the train station.
Serseri gibi giyinip gelme.
- Don't come dressed like bums.
Ben bütünüyle berbattım.
- I was totally bummed.
Onun sıska bir sakalı bozuk bir bacağı var.
- He has a scraggly beard and a bum leg.
I must have expressed myself badly.
- Ich muss mich schlecht ausgedrückt haben.
He did badly at school.
- Er war schlecht in der Schule.
I'm not stupid. I'm just bad at math.
- Ich bin nicht dumm, sondern nur schlecht in Mathe.
I admit that it doesn't feel bad at all.
- Ich gebe zu, es fühlt sich gar nicht schlecht an.