Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı?
- Did you receive any compensation for the damaged luggage?
Yaralanması için tazminat olarak büyük bir miktar para aldı.
- He received a large sum of money in compensation for his injury.
Şimdi telafi etme zamanı.
- Now it's time to make amends.
Tom telafi etmek için ne yaptı?
- What has Tom done to make amends?
O hizmeti için hiçbir bedel almadı.
- He received no compensation for his service.
Tom telafi etmek için söz verdi.
- Tom has promised to make amends.
Yaptığım her şeyi telafi etmek için bir gönüllü olarak çalışmak istiyorum.
- I want to work as a volunteer to make amends for everything I've done.
Listemde henüz özür dilemediğim üç kişi var.
- There are only three people on my list that I haven't yet made amends to.
Tom çaldığı tüm parayı geri vererek özür dilemeye çalıştı.
- Tom tried to make amends by giving back all the money he had stolen.