Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.
- The scar on his cheek hardly shows now.
Tom Mary'ye bacağındaki yara izini gösterdi.
- Tom showed Mary the scar on his leg.
Tom'un alnında Mary onu son gördüğünden beri yeni bir yara vardı.
- Tom had a new scar on his forehead since the last time Mary had seen him.
Yara kolumda bir iz bıraktı.
- The wound left a scar on my arm.
O orada bir yerde yalnız ve korkmuş.
- She's out there somewhere alone and scared.
Yerliler buradan korkuyorlar.
- The natives are scared of this place.
Trajedi zihnimde bir yara izi bıraktı.
- The tragedy left a scar on my mind.
Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?
- Have you ever shown your scar to someone?
Tom Mary'ye bacağındaki yara izini gösterdi.
- Tom showed Mary the scar on his leg.
She still bore the scars of a very conflictive divorce, which made her wary of making any new commitment.