Tom'un ipek bir atkısı var.
- Tom has a silk scarf.
Bu atkıyı boynuna koy.
- Put this scarf around your neck.
O koyu mavi bir eşarp taktı.
- She wore a dark blue scarf.
Elbiseyle takmak için bir eşarp seçti.
- She chose a scarf to wear with the dress.
Sally şalı ödünç aldığını kabul etti, ama suçlu olmadığını söyledi.
- Sally admitted that she borrowed the scarf but said she was not guilty.
Dan için bir kravat aldım, Elena için bir şal alacağım.
- I bought a tie for Dan and I'll buy a scarf for Elena.
Mary Tom'a bir kaşkol örüyor.
- Mary is knitting Tom a scarf.
Tom, Mary'ye bir başörtüsü satın aldı.
- Tom bought Mary a scarf.
My sea-gown scarfed about me.
You sure scarfed that pizza.