Don't worry so much! For quite an esteemed expert such as myself, it's peasy lemon squeezy!
- Bu kadar endişelenme! Benim gibi çok saygın bir uzman için bu iş çocuk oyuncağı!
I've been invited to speak in front of esteemed groups such as yourselves.
- Sizin gibi saygın grupların önünde konuşmak için davet edildim.
The young should respect the old.
- Gençler yaşlılara saygı göstermeliler.
The Japanese do not always make a bow as a mark of respect.
- Japonlar saygı belirtisi olarak her zaman eğilmezler.
The surgeon who operated on Tom is very experienced and highly regarded.
- Tom'u ameliyat eden cerrah çok deneyimli ve oldukça saygın.
Please give my regards to your parents.
- Lütfen ebeveynlerinize saygılarımı iletin.
Consideration is very necessary.
- Saygı çok gereklidir.
Will you be so kind as to convey my compliments to her?
- Ona saygılarımı lütfeder misin?
To raise one's name in later generations and thereby glorify one's parents, this is the greatest expression of filial piety.
- Birinin adını daha sonraki kuşaklarda yükseltmek ve böylece birinin ebeveynlerini övmek, bu anne babaya saygının en büyük ifadesidir.
What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
- Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
With deep and reverent awe I replaced the candelabrum in its former position.
- Derin ve saygılı huşuyla şamdanı önceki yerine koydum.
I have nothing but respect for Tom.
- Tom'a saygı göstermekten başka yapacak bir şeyim yok.
I had to respect Tom's wishes.
- Tom'un isteklerine saygı göstermek zorundaydım.
It is important, in any age, to adore God and to respect one's parents.
- Herhangi bir yaşta Allah'a tapmak ve ebeveynlere saygı duymak daha önemlidir.
We have to respect local customs.
- Yerel geleneklere saygı duymak zorundayız.
The lower your self esteem, the more you tend to focus on negative things.
- Kendine saygın ne kadar düşük olursa o kadar fazla olumsuz şeylere odaklanmaya niyet edersin.
We've come to pay our respects.
- Biz saygılarımızı sunmak için geldik.
I just stopped by to pay my respects.
- Ben sadece saygılarımı sunmak için uğradım.
I give my regards to your family.
- Ailene saygılarımı ilet.
Please give my regards to your parents.
- Lütfen ebeveynlerinize saygılarımı iletin.
You've got to respect Tom.
- Tom'a saygı duymak zorundasın.
Hindus don't eat meat, in particular beef, and they are mainly vegetarian in order to respect the animals' lives.
- Hindular et, özellikle sığır eti yemezler, onlar hayvanların yaşamlarına saygı duymak için temel olarak vejetaryendirler,
Will you be so kind as to convey my compliments to her?
- Ona saygılarımı lütfeder misin?
Will you be so kind as to convey my compliments to her?
- Ona saygılarımı lütfeder misin?