He advocates reform in university education.
- Üniversite eğitiminde reformu savunuyor.
She advocated equal rights for women.
- Kadınlar için eşit hakları savundu.
We are defending the same cause.
- Biz aynı nedeni savunuyoruz.
Tom was defending himself.
- Tom kendini savunuyordu.
Paris did her best to defend her liberties.
- Paris, özgürlüklerini savunmak için elinden geleni yaptı.
It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers.
- Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.
I will never forgive you because you did not stick up for me at the meeting.
- Beni toplantıda savunmadığın için seni asla affetmeyeceğim.