The ground started shaking.
- Yer sarsılmaya başladı.
I could feel the house shaking.
- Evin sarsılmasını hissedebiliyordum.
The crowd looked shocked.
- Kalabalık sarsılmış görünüyordu.
Tom looked a little shocked.
- Tom biraz sarsılmış görünüyordu.
Suddenly I felt something like a jolt.
- Aniden sarsıntı gibi bir şey hissettim.
Everyone looked shocked.
- Herkes sarsılmış görünüyordu.
We were quite shocked by her sudden death.
- Biz onun ani ölümünden oldukça sarsıldık.