Ben birkaç sandalet getirdim.
- I brought some sandals.
Ben küçük bir kızım, okula gitmiyorum, bana sandalet al, ben evleniyorum.
- I'm a little girl, I don't go to school. Buy me sandals, I'm getting married.
Oğlan tarlada sandaletini kaybetti.
- The boy lost his sandal in the field.
Maria bir sandaletle hamamböceğini öldürdü.
- Maria killed the cockroach with a sandal.
The box was made of sandalwood.
- Kutu sandal ağacından yapıldı.
... >>Kevin Allocca: And I'm sure -- >>Taylor Swift: I can wear these with sandals ...