You talk as if you were the boss.
- Sanki sen şefmişsin gibi konuşuyorsun.
Upon the day appointed for their execution she cut off her hair and dressed herself as if going to a fete.
- Onların idamı için belirlenen günde, o sanki şölene gidiyormuş gibi saçını kesti ve giyinip kuşandı.
It seems like you know everything.
- Sanki her şeyi biliyorsun.
Don't talk ... as if you know what it's like...
- Sanki onun ne olduğunu biliyormuş gibi konuşma.
What is shown on television is, as it were, a reflection of what society is like.
- Televizyonda gösterilen şey, sanki, toplumun neye benzediğinin bir yansımasıdır.
This time it seems as if he is telling the truth.
- Bu defa sanki o gerçeği söylüyormuş gibi görünüyor.
It seems as if my daughter is faintly aware that I'm not her real mother.
- Sanki kızım onun gerçek annesi olmadığımın biraz farkında gibi görünüyor.
She spoke as though nothing had happened.
- Sanki hiçbir şey olmamış gibi konuştu.
She looked as though she had seen a ghost.
- Sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyordu.