sanık

listen to the pronunciation of sanık
Türkçe - İngilizce
defendant

The defendant was romantically linked with the judge. - Sanık yargıç ile romantik olarak bağlıydı.

The defendant pleaded guilty. - Sanık suçu kabul etti.

accused

The accused thief is on trial now. - Sanık hırsız şimdi mahkeme huzurunda.

Why did the accused confess? - Sanık niçin itiraf etti?

respondent
suspect

The suspect reportedly stole computers. - Söylendiğine göre sanık bilgisayarları çalmış.

prisoner at the bar
culprit
law suspect; accused, person charged with an offense
defence [Brit.]
suspect, the accused, culprit, defendant
defense
suspected
the accused
{i} defence
sanık olmak
be in the dock
sanık yeri
(mahkemede) dock
sanıklar
defendants
yargılanan sanık
prisoner at the bar
Türkçe - Türkçe
Suçlu olduğu sanılan (kimse), maznun
Suçlu olduğu sanılan (kimse), maznun: "Atatürk'ün sofrasında ... sanık sandalyesine oturtuluşumun bu, birincisi değildi."- Y. K. Karaosmanoğlu
ZANLI
maznun
sanık