Gemi hasarlı değildi.
- The ship was not damaged.
Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı?
- Did you receive any compensation for the damaged luggage?
Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım.
- I tried to repair his damaged prestige.
Çatı fırtınadan zarar görmüştü.
- The roof was damaged by the storm.
Sami kariyerini kurtardı.
- Sami salvaged his career.
Bu masa kurtarılmış ahşaptan yapılır.
- This table is made out of salvaged wood.
Kasırga küçük eve hasar verdi.
- The hurricane damaged the small house.
Belki ona yanlışlıkla hasar verdim.
- Maybe I accidentally damaged it.
Kaza, arabasının ön tekerlerine zarar verdi.
- The accident damaged her car's front wheels.
Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.
- We got our roof damaged by the typhoon.