They said his army was not strong enough to attack.
- Onlar onun ordusunun saldırmak için yeterince güçlü olmadığını söylediler.
We didn't intend to attack him.
- Niyetimiz ona saldırmak değildi.
The guide sat at the front right of the raft.
- Rehber salın ön sağında oturdu.
The boys built a raft.
- Çocuklar bir sal yaptı.
Fadil started attacking Layla.
- Fadıl, Leyla'ya saldırmaya başladı.
Attacking Libya was a serious mistake.
- Libya'ya saldırmak ciddi bir hataydı.
Tom floated downstream on a raft.
- Tom bir salla akıntı yönünde batmadan yüzdü.
Tom floated down the river on a raft.
- Tom bir sal üzerinde nehirden aşağı süzülüyordu.
The mayor of Naples has apologised to a US tourist who was beaten up by local residents shortly after he was mugged.
- Napoli belediye başkanı, saldırıya uğradıktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen bir Amerikalı turistten özür diledi.
Tom is the one who mugged you.
- Tom sana saldıran kişidir.