Dan killed his wife and made it appear as the work of an unknown assailant.
- Dan karısını öldürdü ve bunu bilinmeyen bir saldırganın işi olarak gösterdi.
Tom struggled with his assailant and managed to escape.
- Tom saldırganla mücadele etti ve kaçmayı başardı.
Tom seems aggressive.
- Tom saldırgan görünüyor.
He assumed an aggressive attitude toward me.
- Bana karşı saldırgan bir tavır takındı.
I find that offensive.
- Onu saldırgan buluyorum.
That's an offensive question.
- O saldırgan bir soru.
Tom was clearly the aggressor.
- Tom açıkça saldırgandı.
They resisted the invaders.
- Saldırganlara direndiler.
We don't know who the attacker was.
- Saldırganın kim olduğunu bilmiyoruz.
The attackers were led by John Brown.
- Saldırganlar John Brown tarafından yönlendirilmiştir.
Watch out! This monkey is vicious.
- Dikkat et! Bu maymun saldırgan.
I didn't want to seem pushy.
- Saldırgan görünmek istemedim.
Everybody knew that she was being pushy.
- Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.