The assailant was wearing a mask.
- Saldırgan bir maske takıyordu.
He shot his assailant but didn't kill him.
- Saldırganını vurdu ama onu öldürmedi.
He has none of his father's aggressiveness.
- Babasının saldırganlıklarından hiçbirine sahip değil.
Tom seems aggressive.
- Tom saldırgan görünüyor.
The bold knight didn't hesitate at the time to go onto the offensive.
- Cesur şövalye saldırganın üzerine gitmek için o anda tereddüt etmedi.
Your attitude towards women is offensive.
- Kadınlara karşı tavrın saldırgan.
Tom was clearly the aggressor.
- Tom açıkça saldırgandı.
They resisted the invaders.
- Saldırganlara direndiler.
We don't know who the attacker was.
- Saldırganın kim olduğunu bilmiyoruz.
They pushed back the attackers.
- Onlar saldırganları geri püskürttü.
Watch out! This monkey is vicious.
- Dikkat et! Bu maymun saldırgan.
I don't want to seem pushy.
- Saldırgan görünmek istemiyorum.
You need to stop being so pushy.
- O kadar saldırgan olmaktan vazgeçmelisiniz.
Tom çok agresif, değil mi?
- Tom çok saldırgan, öyle değil mi?