sakınılamaz teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- inescapable
- cannot be avoided
- impossible to avoid or evade: "inescapable conclusion"; "an ineluctable destiny"; "an unavoidable accident"
- {s} incapable of being avoided or ignored, cannot be escaped, inevitable
- If you describe a fact, situation, or activity as inescapable, you mean that it is difficult not to notice it or be affected by it. The economic logic of reform is inescapable = unavoidable + inescapably in·es·cap·ably It is inescapably clear that they won't turn round. an inescapable fact or situation is one that you cannot avoid or ignore
- Not escapable
- sakın
- eschew
- sakın
- mind!
- sakın
- avoid
An expert is someone who knows some of the worst mistakes that can be made in his field, and how to avoid them.
- Bir uzman sahasında yapılabilecek en kötü hatalardan bazılarını ve onlardan nasıl sakınacağını bilen biridir.
Since I'm not so good at swimming, I avoid swimming in water that's over my head.
- Yüzmeyi çok iyi bilmediğim için, boyumu aşan suda yüzmekten sakınırım.
- sakın
- quiet
- sakın
- still
Beware of a silent dog and still water.
- Sessiz bir köpekten ve durgun bir sudan sakının.
- sakın
- beware!
You should beware of overconfidence.
- Aşırı güvenden sakınmalısın.
Beware of imitations.
- Taklitlerinden sakının.
- sakın
- abstain
Tom was told to abstain from smoking and drinking.
- Tom'a sigara içmekten ve içki içmekten sakınması söylendi.
- sakın
- {f} forborne
- sakın
- shun
- sakın
- forbore
- sakın
- {f} shunning
- sakın
- forbear
- sakın
- beware of
You have to beware of strangers.
- Yabancılardan sakınmak zorundasınız.
You must beware of strange dogs.
- Yabancı köpeklerden sakınmalısın.
- sakın
- Mind!, Beware!, Don't do it!; You dare!, Don't you dare!
- sakın
- Beware!/Take care!/Don't do it!/ Don't!: Sakın Bağırma! Mind you don't shout!
- sakın
- I do hope ...: Sakın onu kaybetmiş olmayasın! I do hope you haven't lost it! Sakın ona söylemiş olmayın! I do hope you haven't told him!
- sakın
- abstained