sail before the wind

listen to the pronunciation of sail before the wind
İngilizce - Türkçe
(Askeri) pupa yelken gitmek
run
{f} koş

O her sabah koşmaya gider. - He goes running every morning.

O her sabah koşmaya gider. - She goes running every morning.

run
döndürmek
run
(Bilgisayar) başla

Köpek koşmaya başladı. - The dog began to run.

Onlar koşmaya başladılar. - They started running.

run
uğramak
before the wind
rüzgâr yönünde
run
istek
run
çay

Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti. - Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.

before the wind
rüzgârın önünde
before the wind
pupa yelken
run
{i} gösterim
run
{f} adaylığını koymak

O, başkanlığa adaylığını koymak istiyor. - He wants to run for President.

Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koymak istiyor. - Tom wants to run for class president.

run
(Tekstil) pasaj, çorap kaçığı
run
(isim) koşu, koşma, yarış, sefer, seyir, gezinti, kaçamak, talep, kaçık, çorap kaçığı, rağbet, otlak, kümes bahçesi, verim, gösterim, süre, devam süresi, sürü, balık sürüsü, çoğunluk, maden damarı, dere, çay, akış
run
{i} çorap kaçığı
run
(İnşaat) çalışmak, koşmak
run
seğirtme
run
{f} geçip gitmek
run
{f} geçerli olmak
run
{f} işlemek, çalışmak; işletmek, çalıştırmak: Who is running this
run
{i} seyir
run
koşulan veya gidilen mesafe
run
{f} kaçakçılığını yapmak
run
{i} yarış

Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti. - Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.

Bayrak yarışında Yankiler fark atıyorlar. - The Yankees are running away with the pennant race.

İngilizce - İngilizce
run
before the wind
with the wind, in the direction of the wind, with the help of the wind
sail before the wind

    Heceleme

    sail be·fore the wind

    Türkçe nasıl söylenir

    seyl bîfôr dhi waynd

    Telaffuz

    /ˈsāl bəˈfôr ᴛʜē ˈwīnd/ /ˈseɪl bɪˈfɔːr ðiː ˈwaɪnd/