They were all prepared for the picnic, because they had all brought their own food and plates.
If he wins, he will own you.
I wish I could get back the tone and nimbleness I once had.
- Keşke bir zamanlar sahip olduğum tonu ve atikliği geri alabilsem.
He is the only son that we have ever had.
- O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat.
It must be nice to have friends in high places.
- Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.
It is believed that whales have their own language.
- Balinaların kendi diline sahip olduklarına inanılmaktadır.
Happiness isn't merely having many possessions.
- Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
Man is the only animal that possesses language.
- İnsan dile sahip olan tek hayvandır.
I like having plenty to do.
- Yapacak çok şeye sahip olmayı severim.
It's not about how much you're worth, but how much they are going to pay for having you.
- O, senin ne kadar değerli olduğunla ilgili değil fakat sana sahip oldukları için ne kadar ödeyecekleri ile ilgilidir.