It is necessary to have a license to drive a car.
- Bir araba sürmek için bir ehliyete sahip olmak gereklidir.
If you are going abroad, it's necessary to have a passport.
- Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.
Someday, I would like to possess a sailboat.
- Günün birinde, bir yelkenliye sahip olmak istiyorum.
Happiness isn't merely having many possessions.
- Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
They decided to adopt a child rather than having one of their own.
- Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.
Tom has to have everything his own way.
- Tom her şeye kendi yoluyla sahip olmak zorunda.
Has having so much money made you happy?
- Bu kadar çok paraya sahip olmak seni mutlu etti mi?
Tom has to have everything his own way.
- Tom her şeye kendi yoluyla sahip olmak zorunda.