He is the only son that we have ever had.
- O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat.
I have more money than I had last year.
- Geçen yıl sahip olduğumdan daha fazla param var.
With Windows, you have to have extensions or it won't read your files.
- Windows ile eklentilere sahip olmak zorundasın,yoksa o dosyalarını okumaz.
It must be nice to have friends in high places.
- Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.
Dignity doesn't cost anything, but I'm the only one who truly possesses it!
- Haysiyet hiç bir ücrete tabi değildir ama buna gerçekten sahip olan tek kişi benim!
Happiness isn't merely having many possessions.
- Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
It's not about how much you're worth, but how much they are going to pay for having you.
- O, senin ne kadar değerli olduğunla ilgili değil fakat sana sahip oldukları için ne kadar ödeyecekleri ile ilgilidir.
I like having plenty to do.
- Yapacak çok şeye sahip olmayı severim.