I've been to the seaside by car.
- Ben araba ile sahile gittim.
I'd like to go to the seaside with you.
- Seninle sahile gitmek istiyorum.
Driving along the coast is wonderful.
- Sahil boyunca araba sürmek harika.
According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.
- Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.
There were few people on the beach.
- Sahilde az sayıda kişi vardı.
What time of year do you usually like to spend time on the beach?
- Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin?
I found a beautiful shell on the shore.
- Sahilde güzel bir kabuk buldum.
It's still too cold to go down to the shore.
- Sahile inmek için hâlâ çok soğuk.
Timmendorfer Strand is a well-known beach town.
- Timmendorfer Strand tanınmış bir sahil kasabasıdır.
The city has a long coastline.
- Şehrin uzun bir sahil şeridi var.
Driving along the coast is wonderful.
- Sahil boyunca araba sürmek harika.
We drove along the coast.
- Sahil boyunca arabayla gezdik.
They made for the seashore.
- Onlar sahile doğru gitti.
When I was a child, I used to go to the seashore every summer.
- Ben bir çocukken, ben her yaz sahile giderdim.
Blackpool is a coastal town.
- Blackpool bir sahil kasabasıdır.