Eldeki bir kuş yukardakinden daha emniyetlidir.
- A bird in hand is safer than one overhead.
Tom kaldırımda yürümenin daha emniyetli olduğunu biliyordu ama yolun merkezinde yürüdü.
- Tom knew it was safer to walk on the sidewalk, but he walked down the center of the road.
Eldeki bir kuş yukardakinden daha emniyetlidir.
- A bird in hand is safer than one overhead.
Tom kaldırımda yürümenin daha emniyetli olduğunu biliyordu ama yolun merkezinde yürüdü.
- Tom knew it was safer to walk on the sidewalk, but he walked down the center of the road.
Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.
- I forgave the boy for stealing the money from the safe.
Tom değerli eşyalarını bir kasaya koydu.
- Tom put his valuables in a safe.
Sence bunu yapmak tehlikesiz mi?
- Do you think it's safe to do that?
Tom elektronik sigara içmenin sigara içmekten daha güvenilir olduğunu düşünüyor ama Mark o kadar emin değil.
- Tom thinks that vaping is safer than smoking cigarettes, but Mary's not so sure.
Çocuklarımızın güvenliği için, lütfen yetişkin sitelerine girmeyin.
- For our children to be safe, please do not enter adult sites.
Güvenlik için kadın, değerli şeylerini bankada sakladı.
- She kept her valuables in the bank for safety.
Tom'a bir çelik kasası olup olmadığını sordum.
- I asked Tom if he had a safe deposit box.
Uygun olan bir çelik kasaya değerli eşyalarımı koymak istiyorum.
- I'd like to put my valuables in a safe deposit box, if any are available.
Biz herkesi güvencede tutmak istiyoruz.
- We want to keep everybody safe.
Sırlarınız benimle güvencededir.
- Your secrets are safe with me.
Tom Mary'nin emin ellerde olup olmadığını bilmiyordu.
- Tom didn't know whether Mary was safe or not.
Çocukların Tom'la birlikte emin ellerde olacak.
- Your children will be safe with Tom.
Tom'un güvende olduğundan emin misin?
- Are you sure Tom is safe?
Bu yerin güvenli olduğundan emin misin?
- Are you sure this place is safe?
Tom gerçekten koruyucu gözlük takmalıdır.
- Tom should really wear safety glasses.
Kanun en güvenli koruyucudur.
- Law is the safest helmet.
Senin çocuklarının güvende olmalarını sağlamak için gücüm dahilinde her şeyi yapacağım.
- I'll do everything within my power to make sure your children are safe.
Tom güvenli ve sağlam döndü.
- Tom returned safe and sound.
Güvende olduğumuzdan kesinlikle emin misin?
- Are you absolutely certain we're safe?
Kesinlikle güvende olacaksın.
- You'll be absolutely safe.
Önemli olan tek şey, güvende olmandır.
- The only thing that matters is that you are safe.
Güvenlik en önemli şeydir.
- Safety is what matters most.
Ben onunla korkusuzca oynuyorum.
- I am playing it safe.
Yeah, safe mate, wassup?” says one hoodie, who should at least be credited with attempting a more detailed sentence construction.
The documents are safe.
The pitcher attempted to pick off the runner at first, but he was safe.
If you push it to the limit, safety is not guaranteed.
You’ll be safe here.
dishwasher safe; dishwasher-safe.
... and uh... with discusses a better foundation or you any safer any ...
... It'll make it safer. ...