sadness.

listen to the pronunciation of sadness.
İngilizce - Türkçe
üzüntü

Chris, Beth'in değerli kol saatini bulamadığını duyduğunda üzüntüsünü gizleyemedi. - Chris could not conceal his sadness when he heard that Beth had been unable to find his valuable watch.

Tom üzüntüsünü gizleyemedi. - Tom was unable to conceal his sadness.

{i} hüzün

Onun yüzü öfkeden daha ziyade tiksinme ve hüzün yansıtıyor. - Her face reflects disgust and sadness, rather than anger.

Gözlerin hüzün doluydu. - Your eyes were full of sadness.

keder

Mutluluk ve keder sadece bir süre boyunca devam eder. - Happiness and sadness only last for a time.

Gözleri keder doluydu. - Their eyes were full of sadness.

üzgünlük
teessüf
neşesizlik
gam
tristesse
keder
sadness.

    Heceleme

    sad·ness

    Videolar

    ... all the sadness and frustration and anger and hurt, and then the crowd starts screaming, ...
    ... one never tires from consecrated the sadness of the minarets that stand out ...